Mide Koruyucuları Gerçekten Mideyi Koruyor mu? İşte Şaşırtıcı Gerçekler
“Mide koruyucu” adıyla bilinen ilaçlar, mide asidini baskılayarak reflü ve benzeri şikayetleri hafifletmek için yaygın şekilde kullanılıyor. Ancak bu ilaçların uzun vadede midenin doğal dengesini bozabileceği ve hatta bazı hastalıkları tetikleyebileceği pek bilinmiyor.
Mide Koruyucu İlaçlar Nasıl Çalışır?
Mide koruyucular, temelde mide asidini azaltarak çalışır. Özellikle reflü, gastrit veya ülser gibi durumlarda semptomları geçici olarak hafifletmek için reçete edilir. Ancak bu ilaçların asıl sorunu, sorunun kökenine değil yalnızca belirtilere odaklanmasıdır. Hasta örneğinde olduğu gibi, mide fıtığı gibi anatomik bir sorunu olan kişilerde asit fazlalığı değil, asidin yemek borusuna kaçışı söz konusudur. Mide koruyucu kullanımı, asidi baskılayarak geçici rahatlama sağlasa da altta yatan fıtık gibi yapısal bir problemi çözemez.
Mide Koruyucular Neden Etkisiz Kalıyor?
Mide koruyucuların etkisiz kaldığı temel durumlar anatomik bozukluklardır. Örneğin, diyaframdaki açıklıktan kaynaklanan mide fıtığında, mide ile yemek borusu arasındaki kapak sistemi (sfinkter) işlevini kaybeder. Bu durumda asit, mideden yukarı kaçar ve reflü şikayetlerine yol açar. İlaçlar asidi azaltsa bile, kapak sistemindeki fiziksel sorun devam ettiği için hastanın şikayetleri kronikleşir. Bu nedenle, yapısal sorunlar için cerrahi müdahale tek kalıcı çözüm olabilir.
Mide Koruyucuların Uzun Vadeli Riskleri
Mide koruyucuların en kritik dezavantajı, uzun süreli kullanımda ortaya çıkan yan etkilerdir:
Mukoza Hasarı: Mide asidi, sindirim için gerekli olsa da koruyucu mukozayı aşındırabilir. Ancak asidin tamamen baskılanması, mide iç duvarındaki hücrelerde değişimlere ve küçük poliplerin oluşumuna yol açar.
Floranın Bozulması: Mide asidi, zararlı bakterileri önleyerek bağırsak florasını korur. Asidin uzun süre baskılanması, bağırsak dengesini bozarak enfeksiyon riskini artırır.
Ciddi Hastalıklar: Alzheimer, bunama, böbrek hastalıkları, kemik kırıkları ve mide kanseri riskinin artabileceği belirtiliyor.
Ameliyat Sonrası Süreç ve Dikkat Edilmesi Gerekenler
Hastamız mide fıtığı ameliyatı sonrası şikayetlerinin tamamen geçtiğini ve mide koruyucu kullanmadığını belirtiyor. Ancak hekim, ameliyat sonrası dönemde dikkat edilmesi gereken önemli bir noktaya değiniyor:
Kilo Alma Riski: Reflü ameliyatı, bir kilo verme yöntemi değildir. Hastalar, ameliyat öncesi yiyemedikleri tatlı ve yağlı gıdaları tüketmeye başlayarak kilo alabilir. Bu nedenle diyetisyen kontrolü şarttır.
Sonuç
Mide koruyucu ilaçlar, geçici rahatlama sağlasa da anatomik sorunları çözemez ve uzun vadede ciddi riskler taşır. Mide fıtığı gibi yapısal problemlerde cerrahi müdahale, kalıcı çözüm sunarken; ilaçlar yalnızca semptomları maskeler. Ahmet Türkçapar’ın vurguladığı gibi, bu ilaçların 10 yıldan fazla kullanımı önerilmez.
Unutmayın: Sağlıklı bir mide için kök nedenleri anlamak ve doğru tedavi yöntemlerini tercih etmek esastır.