Reflü Hastalığı ve Ameliyat Önyargısı
Reflü hastalığı, mide asidinin yemek borusuna kaçmasıyla ortaya çıkan ve yaşam kalitesini ciddi şekilde düşüren bir sağlık sorunu. Ancak toplumda bu hastalıkla ilgili yaygın bir yanılgı var: “Reflü ameliyatla çözülür.” Bu inanış, pek çok hastanın gereksiz yere cerrahi müdahaleye yönelmesine neden olabiliyor. Almanya’dan gelen danışanımızın hikayesi de tam olarak bu önyargıyı kırmak adına önemli bir örnek teşkil ediyor.
Almanya’dan Gelen Danışanımızın Hikayesi
56 yaşındaki danışanımız, yıllardır devam eden mide ağrıları, sırt ağrıları ve yemek sonrası sıkışma hissi nedeniyle çözüm arıyordu. Almanya’da yapılan endoskopi sonucunda “mide kapağında büyüme” olduğu söylenmiş ve kendisine reflü ameliyatı önerilmişti. Ancak klasik reflü semptomları (yanma, ekşime, ağza acı su gelmesi) yerine daha çok sırt ağrısı ve mide sıkışması hissi ön plandaydı. İlaçlardan yeterli fayda görememesi ise durumu daha da karmaşık hale getiriyordu.
Şikayetlerin Doğası: Yanma, kaynama gibi tipik reflü semptomları yerine daha çok sırt ağrısı ve mide sıkışması ön plandaydı.
Endoskopi Sonuçları: Mide fıtığı (sliding herni) olduğu söylenmişti, ancak endoskopinin teknik sınırlılıkları (aşırı hava verilmesi gibi) nedeniyle yanıltıcı bir görüntü oluşmuştu.
Ameliyat Önerisi: İlaç tedavisinden fayda görmemesi ve endoskopi bulguları nedeniyle cerrahi müdahale önerilmişti.
Bizim Yaklaşımımız
Kliniğimize başvuran danışanımızı değerlendirirken, sadece endoskopi bulgularıyla yetinmedik. Çünkü endoskopide mideye verilen hava, organın şişmesine ve yanlışlıkla “büyük bir fıtık” izlenimi oluşturabiliyor. Bu nedenle, pH metre adı verilen bir çip ile 48 saat boyunca yemek borusundaki asit seviyesini ölçtük.
pH Ölçüm Sonuçları:
-
Asit Kaçağı Sayısı: Normalde 24 saatte 50-60 arası olması beklenirken, sadece 14 kez saptandı.
-
Semptom İlişkisi: Şikayetlerin asit reflüsüyle bir ilgisi yoktu.
-
Sonuç: Cerrahi gerektirecek düzeyde reflü yoktu!
Neden Reflü Ameliyatı Yapmadık?
Danışanımızda ameliyat yapılmamasının 3 temel sebebi vardı:
-
Tipik Reflü Şikayetleri Yoktu: Yanma, ağza acı su gelmesi gibi belirtiler gözlenmedi.
-
İlaçlara Yanıt Alınamamıştı: Mide koruyucu tedavi (PPI) etkisizdi.
-
pH Metre Bulguları Normaldi: Ciddi bir reflü tespit edilmedi.
Bu değerlendirmeler sonucunda danışanımıza, mide-barsak sisteminin hassasiyetini azaltmaya yardımcı hafif etkili bir ilaç başlandı. Gereksiz mide koruyucular ise tamamen kesildi.
Reflü Ameliyatı Ne Zaman Gerekli?
Reflü ameliyatı, aşağıdaki durumlar bir arada bulunduğunda düşünülmelidir:
-
İlaç tedavisine rağmen şikayetler devam ediyorsa
-
pH metre ile reflü objektif olarak gösterildiyse
-
Büyük mide fıtığı veya kapak yetmezliği mevcutsa
Bunlar dışında yapılan ameliyatlar, çoğu zaman gereksiz yere risk alındığı anlamına gelir.
Sonuç: Doğru Teşhis, Kalıcı Çözüm Demek
Reflü hastalığında en önemli adım, doğru teşhis koymaktır. Endoskopi tek başına yeterli değildir; pH metre gibi objektif ölçümler mutlaka yapılmalıdır. Almanya’dan gelen danışanımızın hikayesi de gösterdi ki, her reflü şikayeti ameliyat gerektirmez. Hastaların yaşam tarzı, şikayetlerin niteliği ve objektif veriler birlikte değerlendirilmelidir.