Bu bozukluk, hastaların sürekli olarak asit düşürücü ilaçlar kullanmasına yol açar. Ancak bu ilaçlar, yalnızca mide asidini azaltır ve ana sorunu çözmez. Bugün, reflü hastalığının tedavisinde endoskopik yöntemlerden ve cerrahiden bahsedeceğiz.
Reflü ve Kapak Yetmezliği: Neden Asit Düşürücü İlaçlar Yetersiz?
Reflü hastalığının temelinde, mide ile yemek borusunun birleştiği sfinkter kasının zayıflaması bulunur. Bu duruma kapak yetmezliği veya halk arasında mide fıtığı denir. Özellikle 3 cm’yi aşan bir kayma, tıbbi olarak “sliding hernia” (kayarak fıtık) olarak adlandırılır. Bu durumda, hastalar, sürekli olarak PPI (proton pompa inhibitörü) dediğimiz asit düşürücü ilaçlar kullanmak zorunda kalır. Ancak bu ilaçlar sadece mide asidini engeller, kapak yetmezliğinin asıl nedenini ortadan kaldırmaz.
Endoskopik Tedavi Seçenekleri: Kimi Hastalar İçin Uygundur?
Endoskopik tedavi, yalnızca kapak açıklığı olan hastalar için geçerlidir. Eğer problem diyaframdaki yemek borusunun geçtiği bölgedeki genişleme ise, endoskopik tedavi yöntemleri genellikle başarılı olamaz. Endoskopik dikişler, büyük açıklıkları kapatmada yeterli olamayabilir. Bu nedenle, endoskopik tedavi ile iyileşme sağlanamayan hastalar için başka çözümler de mevcuttur.
Lazer Yöntemi ve ARG Lazer Tedavisi
Son yıllarda, ARG Lazer yöntemi gibi yeni teknikler, kapak yetmezliği olan hastalar için umut vaat etmektedir. Bu yöntemde, lazer kullanılarak yemek borusundaki zayıflamış alanlar yakılır ve iyileşme sağlanır. Ancak, bu tedavi diyaframda genişleme bulunan hastalar için etkili değildir. Dolayısıyla, lazer tedavisi sadece belirli hastalarda fayda sağlar.
Laparoskopik Reflü Cerrahisi: Kalıcı Çözüm
Endoskopik yöntemlerden yeterli sonuç alınamayan hastalarda, laparoskopik reflü cerrahisi tercih edilebilir. Bu cerrahi işlemde, diyafram onarılır ve gerekirse mide çevresine sargı yapılır. Laparoskopik cerrahi, reflü hastalığını kalıcı olarak tedavi etmek için etkili bir yöntemdir.
Tedavi Seçenekleri ve Başarı Oranı
Endoskopik tedavi ve cerrahi yöntemler, sürekli ilaç kullanan hastaların yalnızca %10-15’lik bir kısmı için uygundur. Bu yüzden, her hasta için en uygun tedavi yönteminin belirlenmesi büyük önem taşır. Tedaviye başlamadan önce, reflü hastalığının anatomik bozukluğunun tam olarak anlaşılması gerekir.
Ameliyat Sonrası İyileşme Süreci
Laparoskopik cerrahi sonrası hastaların tedavi süreci hızla ilerler. Bir hastamızın deneyimlerine göre, yemek yedikten sonra yaşanan yanma ve asit kaçışını ortadan kaldırmak için uygulanan cerrahi işlem, büyük bir iyileşme sağlamıştır. Ayrıca, ilk birkaç gün boyunca sıvı beslenme ve yumuşak gıdalara geçiş önerilmektedir. Katı gıdalardan kaçınılması gerektiği unutulmamalıdır.
Sonuç: Reflü Tedavisinde Başarı İçin Doğru Yöntem Seçimi
Reflü hastalığının tedavisinde, endoskopik yöntemler ve cerrahi müdahaleler arasında dikkatlice seçim yapılmalıdır. Her hastanın ihtiyaçları farklıdır ve tedavi süreci, uzman hekim tarafından belirlenen kişisel bir yol haritası ile yönetilmelidir.