Yaklaşık 30 yıl boyunca reflü semptomlarıyla yaşayan Cavadov’un ameliyat kararı, tedavi süreci ve sonrasında elde ettiği yaşam kalitesindeki değişim, reflü ameliyatı düşünenler için yol gösterici olabilir.
Ameliyat Öncesi Dönem: Kronik Reflü ile Yaşam
Prof. Dr. Emin Cavadov, reflü semptomlarıyla uzun yıllar boyunca mücadele etti. Özellikle yemek sonrası mide yanması, gece artan ağrılar, nefes alma güçlüğü ve sık sık uykudan uyanma gibi şikayetler, hayat kalitesini ciddi oranda düşürdü. Antiasit ilaç tedavileri geçici rahatlamalar sağlasa da kalıcı bir çözüm sunmadı. Kimi zaman asfiksi (boğulma hissi) yaşaması, reflünün sadece rahatsız edici değil, aynı zamanda tehlikeli bir hale gelmesine neden oldu. Cerrah kimliğiyle ameliyata karşı temkinli yaklaşan Cavadov, teknik detaylara hakimiyetinin hem bir avantaj hem de karar sürecinde bir zorluk oluşturduğunu ifade ediyor.
Reflü Ameliyatı Kararı Nasıl Alındı?
Ameliyat kararı, Türkiye’deki deneyimli bir cerrahın Instagram üzerinden gerçekleştirdiği endoskopi değerlendirmesi sonrasında netleşti. Prof. Dr. Cavadov, reflü ameliyatının “rutin bir işlem değil, ancak deneyimli ellerde güvenli bir çözüm” olduğunu vurguluyor. Cerrah’ın anatomik yapıları, özellikle “nervus vagus” sinirini koruma konusundaki hassasiyeti, güven duymasını sağladı. Aynı zamanda çevresinden gelen olumlu geri bildirimler ve cerrahın saygınlığı, ameliyat kararını kolaylaştırdı.
Reflü Ameliyatı ve Kalın Bağırsak Cerrahisi Üzerine Görüşler Prof. Dr. Cavadov, kendi uzmanlık alanı olan kalın bağırsak cerrahisi ile reflü ameliyatlarını karşılaştırarak ilginç bir noktaya değiniyor “Kalın bağırsak cerrahisi hayat kurtarıyor; kanser vakalarına müdahale ediyoruz. Ancak reflü ameliyatları da yaşam kalitesini geri kazandıran kritik bir işlem.”
Medyada obezite cerrahisi komplikasyonlarının daha çok konuşulduğunu, oysa kalın bağırsak ameliyatlarında kaçak riskinin daha yüksek olduğunu belirtiyor. Cavadov’a göre, her iki cerrahi alan da kendi içinde önemli, ancak reflü ameliyatının hastaların günlük yaşamına doğrudan etkisi daha belirgin.
Reflü Ameliyatı Sonrası İyileşme Süreci
Ameliyat sonrası süreç, Prof. Dr. Emin Cavadov için oldukça olumlu geçti. İlk bir hafta içerisinde;
-
Bulantı, kusma, yutma güçlüğü yaşanmadı
-
Tek yastıkla, hatta yastıksız rahat uyuma mümkün hale geldi
-
Gece uyanmaları ve yanma hissi sona erdi
Reflü ameliyatında uygulanan tekniklerden biri olan “27 duplikasyon” yöntemiyle midenin yemek borusu etrafına 360 derece sarıldığını belirten Cavadov, bu yöntemin mekanik dengenin sağlanmasında kritik rol oynadığını vurguluyor.
İlk haftalarda görülebilecek gaz şişkinliği, geğirme sırasında buhar kaçışı gibi geçici yan etkilerin normal olduğunu, ancak bu durumların genellikle kısa sürdüğünü ve su içerek kolayca yönetilebildiğini söylüyor.
Reflü Ameliyatının Yaşam Kalitesine Etkisi
Kendi uzmanlık alanı olan kalın bağırsak cerrahisi ile reflü ameliyatlarını karşılaştıran Prof. Dr. Cavadov, her iki cerrahinin de önemine dikkat çekiyor. Kalın bağırsak ameliyatları hayat kurtarıcı olabilirken, reflü ameliyatı hastalara yaşam konforunu geri kazandırıyor.
Ayrıca, medyada daha çok obezite cerrahisi komplikasyonlarının konuşulmasına karşın, kalın bağırsak cerrahisinde de yüksek riskli durumlar olduğunu belirtiyor. Reflü cerrahisinin doğru ellerde yapıldığında, hastanın sosyal hayatına, uykusuna ve genel yaşam kalitesine doğrudan katkı sunduğunu ifade ediyor.
Sonuç: Reflü Ameliyatı, Sadece Fiziksel Değil, Duygusal Bir Yenilenme
Prof. Dr. Emin Cavadov’un reflü ameliyatı sonrası deneyimi, doğru zamanda yapılan cerrahi müdahalenin ne kadar dönüştürücü olabileceğini açıkça gösteriyor. 30 yıllık semptomlardan sonra yeniden kaliteli bir uyku, ağrısız bir yaşam ve sosyal hayata dönüş, yalnızca fiziksel değil, psikolojik bir iyileşme anlamına da geliyor. Cavadov, reflü ameliyatı düşünen hastalara, deneyimli bir cerrahla görüşmelerini ve sürece sabırla yaklaşmalarını öneriyor. Doğru karar, doğru eller ve doğru zamanlama ile reflü artık bir kader değil.
