Reflü ameliyatlarının uzun dönem sonuçlarını etkileyen faktörler

Tüp Mide Ameliyatı Sonrası Kaçak Nasıl Oluşur?

<p>Şişmanlık ameliyatları sonrasında ölüm neden oluyor Bu haberler canımızı sıkıyor. Şişmanlık cerrahisi sonrası ölüm haberleri gerçekten bu ameliyata ihtiyaç duyan, hayatını ve yaşam süresini uzatacak yaşam kalitesini arttıracak bir seçenek arayışında olan insanlar için büyük bir korku nedeni. Gazetelerde duyuyoruz Falanca yerde ameliyat oldu, öldü veya kaçak oldu. Önce kaçak nedir? Ondan bahsedeyim. Kaçak, şu elimde gördüğümüz dediğimiz ameliyatlarla dokusu kesiliyor. Mide bu araya sıkıştırılıyor ve gördüğünüz gibi kapatıldıktan sonra da ateşleyerek üçer sıra midenin her iki tarafına zımba atılıyor ve ortasındaki bıçak da bu dokuyu kesiyor. Şimdi bu zımba hattından kalan midenin içerisinden dışarı sıvı ya da içtiğimiz yediklerimizin dışarı kaçmasına kaçak diyoruz. Peki zımbaladığımız halde kaçak neden oluyor Şöyle söyleyeyim ben otuz yıldır bu tür cerrahiyle uğraşan bir doktorum. Hayatında yani meslek hayatında ciddi kaçağın bir tane var. Beş bine yaklaşan mide ameliyatında. Son yıllarda da böyle bir kaçak görmüyoruz. Ama niye bu kadar yaygın? Niçin duyuluyor Niçin ölüm oluyor? Temelinde yatan şeyler şunlar Birincisi tabii ki çok ciddi sayıda bu şişmanlık ameliyatlarına giren bu konuda henüz tecrübesi yeterince oluşmadan sadece tüp mide ameliyatı kolay olduğu için tüp mide ameliyat olarak başlayan yani öncesinde mide reflü cerrahisi, gastrik bypass cerrahisi gibi komplike ameliyatları daha yapmadan hemen mide tüp mide ameliyatına başlayan cerrah sayısının son yıllarda Türkiye'de adeta bir patlama yapması Ve bu konuda hem alet kullanımına dair bazı hatalara doğuruyor. Hem de bu aletlere bir defa kullanıp atılması gerekirken bir defa kullanılmayıp değişik sayılarda bu gördüğünüz bıçak kısmının keskinliğini kaybetmesine ve zımbaların doğru atılmamasına neden olan durumlar olabiliyor. Bu iki faktör cerrahi tecrübesizlik ve malzeme kullanımındaki tekrar tekrar aynı malzemenin kullanılması tabii ki maliyetle ilgili endişeler noktasında ortaya çıkan bir sonuç. Yani bizim hastalarımızın en büyük ameliyat seçiminde sordukları konu maddi konular. Bu ameliyat ne kadar? Önce onu da hemen belirleyeyim. Bu tür tedavilerde sadece hastaya ameliyat odaklı bir tedavi sunulmaması gerekiyor. Yani bir merkez bu işte uygulanıyorsa belki ameliyat o konunun yüzde otuzluk kısmı. Yüzde yetmiş ameliyat öncesi hazırlık, hastanın diyetisyen psikolog, en önemlisi rehabilitasyon dediğimiz ameliyat sonrası kısımda hayatına anlam katabilmesi açısından hastanın eski alışkanlıklarından kurtulması yeni bir diyet, yepyeni bir psikolog desteğiyle ruh hali Bütün bunların hayat boyu kendisine, özellikle ilk iki yıl sunulması ve takviye edilmesi gerekiyor. Biz şimdi hastalara sadece ameliyat sunduğumuzda da hastalar bunu ameliyat olarak algıladığında ve tedaviyi bütün olarak görmediğinde de geriye maliyet konuları geliyor O maliyeti düşürmek için de malzemelerin birçok defa kullanılması veya bazı hastanelerin transfer yaparak çok tecrübeli cerrahlara o konuda herhangi bir dikkat edilmeden bu konuda denetimsizliklerden kaynaklanan sorunlar da oluyor. Altyapı eksikliklerine bağlı olmadan ameliyatların başlanılması. Tabii bu noktada hastalarda fiyat odaklı bir araştırma yapıyorlar. Çok araştırmadan hemen bu ameliyatları oluyorlar veya komşusu olmuş oluyor kendisi oraya gidiyor Bu noktanın altını çizmek istiyorum. Bu ameliyatlar standart ameliyatlar değildir. Lütfen doktorunuzu doktorlar aracılığıyla araştırın. Doktorlar aracı referans alın. Bu ameliyatlar çok basit, çok böyle her yerde olunacak ameliyatlar değil. Bir safra kesesi ameliyatını her yerde olabilirsiniz ama bir şişmanlık cerrahisi ameliyatını lütfen çok daha derinlemesine ve sağlıklı olarak araştırın. Kaçak olduğunda aslında insanların ölmemesi gerekiyor Kaçak oluyor. İkinci problem orada başlıyor Yine o ekibin yeterli tecrübesi yoksa kaçak konusunda kaçağı anlayamıyor. Yani mideden sıvı dışarı kaçıyor ama farkına varamıyor. Ve geçmiyor ediliyor O zaman ne oluyor? Karın çok kirlenmiş oluyor. Çok kirlendiği için de bizim sepsis dediğimiz mikropların bütün organları sarmasıyla ki işte bunların başına böbrek geliyor. Karaciğer geliyor, akciğerler geliyor Dokuların iflasıyla da organ yetmezlikleriyle ölüm oluşuyor Aslında kaçak bir ölüm nedeni değildir. Ama geç kalınırsa bir ölüm nedenidir. Orada da işte tomografinin veya şikayetlerinin ihmal edil hastanıntelefonla doktoru arayıp doktorun da ona telefonda ya işte bir ilaç al geçer gibi ufak tefek şikayetleri olduğunu zannetmesi Bu ameliyatlar sonrası ilk bir hafta içerisinde hastaneden taburcu olduktan sonra en ufak bir şikayetiniz olduğunda ki bunun başında ateş gelir, halsizlik, nefes darlığı gelir Lütfen doktorunuzu telefonla aramanın ötesinde doktorunuza görünün Eğer doktorunuz sizi telefonla, ya işte şunu al geçer derse bile, bu noktada siz buna olmayın Tekrar bir doktor veya tıp merkezine girip kendinizi gösterin. Ateş, halsizlik, nefes darlığı, kendinizi kötü hissetme. Karın ağrısı olması şart değil. Bakın altını çiziyorum. Zannediliyor ki hastanın karın ağrısı olacak. Kaçaklardan sonra karın ağrısı çok olmaz. Kaçaklara erken müdahale edilirse ki bu stent takmak olabilir Orayı yıkamak, dikiş atmak, orayı iyice temizlemek, hastalara bağırsak yoluyla tekrar bir beslenme yolunun açılması gibi yöntemlerle bu hastalar erken dönemde müdahale edildiğinde hayatta kalırlar ve ölüm olayı olmaz Bütün bu anlattıklarımız çevresi çerçevesinde yaşam süresini uzatan yaşam kalitesini arttıran böyle bir imkandan hastalar maalesef ülkemizde kaçak ve ölüm olayları fazla olduğu için korkarak uzak duruyorlar. Umarım gelecekte hem meslektaşlarımızın kazandığı tecrübeyle bu olaylar azalacaktır Hem de bu algılar kırılarak daha çok insan bu ameliyatlardan faydalanır</p>

Reflü ameliyatlarının uzun dönem sonuçlarını etkileyen birçok faktör vardır. Bunların başlıcaları ilk olarak hasta
seçiminde yatar. Bizler reflü hastası olan hastaları olarak çok iyi değerlendirmemiz lazım. Bunun değişik nedenleri
olabilir. Kapak yetmezliği, kapağı yukarı kayması, yemek borusu hareket bozuklukları, mide çıkışının bozuklukları,
diyabet gibi hastalıklarda beraber gözüken, motive bozuklukları gibi çok çeşitli hastalıklar. Dolayısıyla
sizlerin bilmesi en önemli konu reflü hastalığın hangi tipten ve nedeni nedir? Cerrahi de o nedene göre bir çözüm
sunar. Genel olarak kabul edilen şey şudur. Eğer siz asit düşürücü ilaç kullandığınızda çok iyi hissediyorsanız
kendinizi ve asit düşürücü ilacı kestiğinizde şikayetleriniz hemen tekrarlıyorsa ve bu şikayetleriniz tipik dediğimiz
yanma, kaynama, ağrı, yediklerinizin yukarı gelmesi veya boğaza kaçma hissinin olması, öksürük gibi şikayetlerse 
biz bunlara tipik diyebiliriz. Bu tür şikayetleri olup ilaca iyi cevap veren hastalarda ameliyat gereklilikleri daha 
fazladır ve başarı oranı da çok fazladır. Ama hastanın a tipik dediğimiz karında gaz, şişkinlik ön plandaysa yani 
bizim fonksiyonel dediğimiz hastalıklar, fonksiyonel dislepsiler veya iltihabı bol sendrom dediğimiz, spastik
kolon gibi kalın bağırsağa ait sorunlar varsa veya hasta şikayetleri, ilaca iyi cevap vermiyorsa, ilaç içtiğinde de
hastanın ilaçtan kastın protonpon dediğimiz ilaçlar ve asit düşürücü ilaçlar. Iyi cevap yok ise bu hastalarda
ameliyata cevap, yani ameliyatın yanıtı çok iyi olmayacaktır. Yine hasta seçimde çok önemli bir faktör. Reflü özefajitin 
veyahut da gastrozefa reflü hastalığının klinik olarak tam olarak ortaya konmasıdır. Bunun için endoskopi yeterli değildir.
Bazı hastalarda. Yemek borusunda yaralar varsa bu bize hastalığın asit reflüsünden olduğunu gösteren dolaylı bir
sonuç olduğu için biz deriz örneğin. Bir şekilde bize dolaylı olarak bir kanıt sunar. O kanıt da şudur. Yemek borusunda 
yaralar var. Demek ki asit kaçıyor. O halde asit için bu bir kanıttır. Ama baktık yemek borusuna hiç yara yok. Ve
hastanda şikayetleri var. Bu hastalarda ne yapalım? Bu hastalarda mutlaka pH metre veya çalışmalarıyla bu refünün
şiddetine bakmamız lazım. Reflü hastalığı kanıtlanmasındaki en önemli faktörlerden birisi de bu motorite çalışmalarıdır.
Bu çalışma olmadan sadece endoskopide mide fıtığı varlığında veya bu çalışma olmadan sadece kapak açıklığında hastanın
şikayetlerine göre hareket edip biz ameliyat yaparsak yine başarısız oluruz. Uzun dönemde gaz, şişkinlik gibi şikayetleri
hastaların devam edebilir veya yan etkiler çıkabilir. Uzun dönemde Bu başarıyı etkileyen faktörler hasta seçimi dışında
cerrahların serisinde de yatar. Bu ameliyatlar kalıp şekilde yapılan her cerrahın aynı metodu kullandığı veya aynı
tekniği kullandığı ameliyatlar değildir. Bu genelleme yapıp işte internete girip veyahut da değişik makalelerin
sonuçlarından dolayı veya sağdan soldan duyduklarınızla bu reflü ameliyatları üzerine kesin bir fikir almanız çok
zordur. Önemli olan o ekolün ya da o cerrahın serisinin başarısıdır. Reflü cerrahisi çok spesifik bir cerrahidir.
Yani bu konuyla ilgilenen cerrahların devamlı bu ameliyatları yapıyor olması, öğrenim süreci de uzundur. En
azından her yıl belli bir sayıda, yüz, yüz elli tane reflü ameliyatı yapması. Sadece bu konuyla laparoskopik mide
cerrahisiyle ilgilenmesi, dikiş tekniklerini iyi bilmesi, bu bölgenin anatomisini iyi bilmesi, iyi incelemesi
çalışmaları gibi aynı zamanda iyi bir endoskopi bilgisinin olması gibi birçok faktör bu ameliyatların sonucunu etkiler.
 

Bunlar da İlginizi Çekebilir

reflu-hastaliginda-kime-ilac-kime-ameliyat
Reflü Hastalığında Kime İlaç, Kime Ameliyat

Mide içerisindekilerin yemek borusundan kaçmasıyla tarif edilen göz ön kafesinde yanma, kaynama, ekşime, mide bölgesinde şişkinlik, bazen ağrı, bazen öksürük, bazen ses kısıklığı seyreden bir sürü sem…

İzle